Mart 08, 2015

...yalnızların en büyük sorunu tek başına özgürlük ne işe yarayacak. bir türlü çözemedikleri bu. ölü bir gezegenin soğuk tenhalığına benzemesin diye, özgürlük mutlaka paylaşılacak suç ortağı bir sevgiliyle... Attila İLHAN

Geçenlerde nam-ı diğer Kerem diye bir arkadaş sen bu aralar çok depresif yazıyorsun dedi. Oturdum düşündüm ben de uzun uzun. Şimdi de bakıyorum kendime de adeta anne hatta elinde bastonuyla bir nine olmuşum :D Akıl veriyorum insanlara sürekli, evladım kelimesi kanka kelimesiyle eş anlamda ve yemek yapıp duruyorum etrafımdakilere. Sallama çay artık kötü geliyor, her sabah kalktığımda ilk işim çay demlemek oluyor. Geçen bir dans ettim mesela belimde hala ağrısı var :D Benjamin Button gibi kızmışım da haberim yokmuş yani o misal. Tek eksiğim bir torun torba sahibi olamadım bak, ona bir ayar çekmem lazım. Yalnızlık kötü bir şey demiş ünlü bir Türk düşünür de ona binaen diyorum yoksa ben kendime yeterim yani, mesaj içerikli bir yazı değil asla!

Yani mutluluk her zaman yansıtılmak zorunda değil demek istemiştim aslında her ne kadar demiş gibi görünmesem de. Uzun zamandır yazmadığım için içimden de elimden de gelmiyor yazmak. Sağlam bir şeyler çıkmadığında birilerinin okuması için paylaşmak yanlış geliyor açıkçası. Bu yüzden herhangi bir şey paylaşamadım bir süredir, şu an bile mutlu değilim bu durumdan ama geri dönmek, yazmak, anlatmak istiyorum, çok fazla olay oldu şu kısa zamanda. Mutsuzluğumu da yazmak istiyorum depresif görünmeye inat. Her zaman güldüğüm halde o kadar da pembe değil hayat demek istiyorum. Ama her şeye rağmen şükredebildiğimi de söylemek istiyorum, işte esas nokta burası. Benim mottomdur biraz, kötü düşünüp mutlu olmak. Veya kötüyü düşünerek iş yapmak. Böylece ters bir durum olduğunda üzülmek yerine alışılagelmiş düzendir der geçerim. Daha kolay olur kabullenmesi. Ve bu beni sanılanın aksine mutsuz etmez, sadece alışma evremi kısaltır. Her yiğidin yoğurt yemesi durumu deyip bitirelim o zaman. Mutsuzluğunuzdan kaçmayın. Kaçan kovalanır mantığı her yerde işler diye düşünürüm hep. Bir dönemeçte bulur sizi içinize attıklarınız. Yaşayın ve atın üstünüzden, yenilere yer açın her seferinde. Aşağıdaki dizeler çok güzel anlatıyor bence hayatın bu yönünü. Sadece aşk değil, tüm hayat için geçerli..
....
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâla sevgili
...

Her şey ayrı güzel, her anın ayrı güzelliği, her duygunun peşi sıra bıraktığı ayrı izler var benliğimizde. Yara izlerimizi sevmek oluyor galiba kendimizle barışmak. Herhangi bir sebeple oluşmuş olan bütün kırışıklıklarınızı sevin. Tebessüm ve üzüntü el ele inşa ediyor her birini çünkü. Gözlüksüz bakın dünyaya, pembe olmak zorunda değil her şey. Sınırsız olasılıklar evreninde kum tanesi olduğunuzu düşünüp huzur bulun. Değiştirebileceklerimiz elimizdeyken anı kuruntularla bozmanın manası yok, yaşamak ve görmek gerek.

Mutlu olun diyerek de bitirelim her zamanki gibi. Bir şeyler hissedebilmek ayrıcalıktır. Hayallerinizi yaşamanız dileğiyle, eyvallah der giderim.

Hiç yorum yok:

트윗하기