Mayıs 25, 2015

Okur musun gözlerimden akan kelimeleri.. Tomris UYAR

Milyonlarca şey kuruyorum kafamda. Ama etrafta o kadar çok değişken var ki birinci dereceden bir denklem değil dünya. Hayır, 3-4-5 bile kabulüm ama sayısız ses eşlik ediyor kararlarıma. Zaten kızsanız o karar tek başınıza verilmez, mutlaka bir konsey kurulup sizin yerinize en doğrusu düşünülür. Zordur kız olmak azizim, zordur.

Gene bu anlardan birinde karşımdayken gidip söyleyecem dedim, hayatımda bir kere dediklerimin arkasında durup, başkalarına “korkma, yap” dediklerimi yapacam dedim. Bir hışımla da kalktım yerimden. Çekilir dert değil ki. Sakal da bıyık da aynı anda bulanıyor tükürüğe, lanet iş sevmek. Şu an gözümde canlanıyor da o an “Neyse ki sonundaydım masanın” diyorum kendi kendime. Her bir kişiye “geçebilir miyim?” diyerek yerimden kalkarken fark ettim ki cesaret her bedene aynı oranda zerk edilmiyor. Çünkü bazen sadece kendinizi tanımanız gerekir. Başkalarına dedikleriniz dünyanın size dayattıklarıdır belki de. Tek gerçek yok ki zaten dünyada. Bazı şeyler çözüm de olabilir duruma göre, sorunun kendisi de.

Ve sonuçta hemen kafenin yanındaki markette buluverdim kendimi. İçimden iç gitti. Oturdum ağladım halime, birini sevmek bu kadar meşakkatli olmamalı dedim. Seven sevilmeli ki dünya mutlu bir yer olabilmeli. Çiçekler, böcekler, kuşlar falan sevgililer için, yalnızlar için değil dedim ama ona dinletemezdim. Kimbilir belki de dinlerdi ama o an öyle olmalıymış demek ki. Olacağı varsa olur lafını bulana şükranlarımı sunuyorum burdan. Nice insana ümit verdin, huzurla uyu.

Hala düşünüyorum, hala deme isteğiyle yanıyor içim buram buram. Konuşmuyoruz, konuşamıyoruz, hep bir matematik var aramızda. O şu saatte yazsa ne olur, şu kadar bekleyeyim de cevap vereyim. Dünya mekanikleşiyor, onunla beraber kalbimiz ve duygularımız da. Elimden gelse tutar bir kenara çeker ve “Hayatta öyle seçimler yap ki; kazandığın şeyler kaybettiklerine değsin derdim.” Anlardı o da herhalde. Bu kadar seviyorsam anlamalı zaten, boşuna mı milyarlarca insan içinde “o” demişim de ellerimi uzatmışım tutsun diye.

Bazı eller havada kalır, başkasının nasibidir çünkü. Ama anlamayız yaşarken. Bazı ellerse kenetlenmiştir en başından. Belki şans, belki kader. Artık insanoğlu neye inanırsa.

“Kişi inandığı gibi yaşamazsa, yaşadığı gibi inanır.” demiş Hz. Ömer. Ne doğru söylemiş. Kim ne derse desin sen içinde bir yerlerde ne yapacağını biliyorsun aslında. Onu çıkarmak olmalı temel hayat gayen. Sen ne istiyorsun, başkaları değil. Sen ne düşünüyorsun, komşunun çocuğu ya da en havalı arkadaşın değil.

Dilerim ki hiç bir pişmanlığınız olmasın hayatta. Bazen en doğru cevaplar geç gelir ve sonuçlarına katlanması da bir o kadar zor olur. Ama aydınlığa çıkmanın binlerce yolu var ve karanlıklardan çıkan en çok kıymetini bilen olacaktır. Tarih bunu gösterdi bizlere, yaşayıp görmek gerek.

Der ve bitirir yazarımız bir başka biyografiyi daha. Otobiyografi olmaması dileğiyle deyip veda edelim o zaman. Hadi eyvallah, hoş kalın..


Ve ağzım ağzını öptü ise
Çünkü için sözle doludur

Elim eline değdi ise
Çünkü elin yaratılmış işler doğurur
Gözlerine baktım ise
Ki bakmışımdır
Onlar bir denizi sezme derinliğindedir
Ve saçlarına
Ve boynuna
Ve omuzlarına
Baktım ise
Ki bakmışımdır
Onlar bir kuşun uçuşunu
Sezme derinliğindedir.

Ey sözlerim benim
Onlar ki bana her zaman
Bir diriliş verenedir.

Meselim bitmeyendedir.

Edip CANSEVER

3 yorum:

Bedirhan dedi ki...

Çok yazdım, çok okudum .. Daha önce nette böyle bana hitap eden bir yazı görmemiştim. Mümessili olduğunuz için size şahsen teşekkür etmek istedim . Ne olduğu belirsiz bir yerde aklı fikri doktor olmak olan elektrik elektronik mühendisliği öğrencileri için fazladan cümleleriniz var mı Bilge Hanım ? :)

Bilge K. dedi ki...

Okuman gerekiyordur belki de aynı dertten muzdarip olduğumuz için :) Ne olduğu belli olan bir yerde Bilgisayar Mühendisliği okuyorum ben de olabilecek en isteksiz şekilde ve 5.senem. Bırakmak için çok geç kaldığım zamanlardayım yani ama eğer sende yeniden başlarım ben, yeniden hazırlanırım azmi varsa bırak git hazırlan derim. Çünkü bırakacak raddeye geldiysen gerçekten istiyorsun demektir :) Benim gözüm yemedi ne yeniden hazırlanmayı ne de o stresi çekmeyi ama hep içimde kalacak biliyorum :) İstediğini yap derim ben. Bu arada yazı sana hitap etmiş diye diyorum. Bazen beklentini karşılamıyor kafanda kurup durdukların. Gidip söyleyemem ki diyorsun ama o kadar kolay ki söylemek aslında. Bunu yaptığım için biliyorum :D Ve bayadır okumamıştım bu yazıyı da az önce sayende okuduğumda düşündüğüm tek şey iyi ki daha fazla beklemeden içimden geleni yapmışım oldu. Sonu iyi bitmedi ama inanılmaz mutluyum, yani kıssadan hisse içinden geçeni yapmadan geçecekse ömrün o zaman neden yaşıyoruz :D Başka bir şey diyeceksen de hep buralardayım yazman yeterli :D

Bedirhan dedi ki...

Ben her vakitte gidip konuşmakla kaybeden oldum açıkçası :) İnsan doğası gereği sevildiğini farkettiği anda koşar adım uzaklaşma ihitiyacı hissediyor. Yeterince akıllı olsam sevdiğim kadınlara aşkımı ilan etmeden önce onlara beni sevmelerini sağlayana dek nüfuz ederdim ancak aşk insanı aptallaştırıyor..Başka bir şey :D
Yeniden Hazırlanmayı istiyorum açıkçası. Hele burayı bu okulu ( adı sözde üniversite ama geliştirilmiş lise diyelim biz ) görünce tüylerim diken diken oldu.. Okumamış öğrenmemiş bi haber gençler uykusunda gibi konuşan idealistlikten ışık yılı uzaklarda akademisyenler .. Her şeyden iyi bildiğim bir şey varsa o da 'kendim' dir.. Belki hiç bir zaman uzman olup dünyaya bir şeyler kazandıramayacağım bir meslekte beni seneler içerisinde canımdan bezdirecekler ve bu zamana kadar kendime kazandırdıklarımı da benden alıp götürecek mankurt edecekler beni biliyorum .. Öte yandan insanlar arası ilişkiler, tarihsel gelişim, toplumun yazılı ve sözsüz kuralları ve insan doğasının varoluş sebebi olan biyolojinin benim için her zaman tutku derecesinde büyüleyici olduğunu inkar edemem . Burada her şey insandan uzak, metal, yavan hatta !!.. Gitmek istiyorum dönmemecesine :)

트윗하기