Ölmeden
önce izlemeniz gereken bilmem kaç film. İmdb'nin en yüksek puanlı
filmler listesi. Kült filmler vb hangi listeye bakarsanız bakın
bazı filmler hepsinde geçer ve cidden büyük beklentilerle
izlersiniz normal olarak. Benim bu beklentilerimse genelde "eh işte
fena film değildi"yle bitiyor. Ama bugünlük "du" ekini de ekliyorum
yüklemimin sonuna çünkü “It's A Wonderful Life” ciddi anlamda
o kadar harikaydı ki neresinden başlayıp anlatayım maruzatımı
size?
Öncelikle
filmi "A Christmas Carol"a benzeten, sayısı azımsanmayacak bir
topluluk var. Forumlarda, bloglarda 3-5 dakika dolanınca siz de
görürsünüz. Bana da filmin ilk dakikalarından itibaren bir
çağrışım yapınca yazmak istedim. Galiba filmin genel havasından
dolayı oldu çünkü öyle kopyası manasında bir benzerliği yok,
hissettirdikleri açısından tatlı tatlı anımsatıyor kendini,
onu da çok severim zaten insanı bir hoş eder, bir yerlerde iyilik
ve mutluluk illa ki var dedirtir. Hah tam da buraya değinmiş Frank
Capra da. İyilik edersen iyilik bulursun. Bir insanın yaşaması
dünyayı değiştirir. Kelebek etkisinin atomlarına inilmiş hali.
Bir
kasabada büyük umutlarla büyüyen George Bailey'i hemen hemen
hayatının her çağında inceleme olanağı veriyor bize. Genç ve
heyecanlı bir gençten sorumluluk sahibi ve büyük sorunları olan
bir aile babasına dönüşüyor gözlerimizin önünde. Her şeyin
altından insanlığıyla kalkıyor. Kimsenin kimseye zulmetmesine,
hak yemesine izin vermiyor. Elinde olanı düşünmeden paylaşıyor.
Kaldı mı böyle insanlar gerçekten? Cevabı ne kolay bir soru. Ama
kabullenmesi de bir o kadar zor. Demek ki dünyanın bir döneminde
yaşam böyleydi ve bir kişinin hainliğiyle tüm düzen değişti.
Bir kişinin nefsi toplulukların, toplumların nefsine dönüştü.
Paranın bozmadığı bir şey var mı acaba? Ne kirli bir araç.
Evet
bu ruhsal sorgulamaları geçip odağıma geri dönüyorum. 1946
yapımı bu arada "It's A Wonderful Life". Döneminde ciddi bir başarı
kazanamamış çünkü aynı anda “The Best Years Of Our Lives”
da vizyona girmiş ve bütün ödülleri toplamış. Tabi ki bu bir
gösterge değil. Şu an en iyi filmler listelerinde başı çekiyor.
Ve o kadar hak ediyor ki. İnsanı umutla, mutlulukla, her zaman bir
ihtimalin daha olduğuyla cesaretlendiriyor. Hele ki son 10 dakika
tüm filmi sırtlayıp şaha kaldırıyor. Ve bana hayalimi
hatırlatıyor. Sevdiğim herkesle beraber sakin sorunsuz bir
kasabada yaşayıp ölmeyi. E bunu da ancak dünyayı bir kasaba
olarak düşünürsem gerçekleştirebilirim o yüzden oturduğum
yerdekileri sevmeye karar verdim, o daha kolay. Kendini mutlu edecek
bir yol bul dersine giriş 101.
Hala
daha Amerika'da her yılbaşında yayınlanan bu filmi benim gibi
sürekli geciktirmiş olanlarınız varsa hala buralarda bir yerlerde
en yakın boş zamanında kesin izlesin ve salak salak gülümsemeye
hazır etsin kendini. Aile güzel şey, dostluk güzel şey, hele ki
kötü bir günün sonunda yalnız kalmıyorsanız bu çok çok daha
güzel bir şey.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder